Ü harfi ile başlayan deyimler

DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z


Üç aşağı beş yukarı: Yaklaşık olarak, çok az bir farkla.


Üç buçuk atmak: İstenmeyen bir durumun gerçekleşebilecek endişesiyle çok fazla korkmak.


Üç otuzluk: Yaşı bir hayli ilerlemiş kimse, ihtiyar kişi.


Üçe beşe bakmamak: Fiyat konusunda çok fazla ısrar etmemek. Cimrilik göstermemek.


Ümidini kesmek: Bir işin olmayacağına, gerçekleşmeyeceğine kanaat getirmek, buna karar vermek.


Ümitsizliğe düşmek: Bir şeyin gerçekleşeceğine olan inancını yitirmek.


Ün kazanmak: İsmi her yerde duyulur olmak, şöhreti artmak.


Üst perdeden konuşmak: Çok yüksek sesle üstünlük taslayarak konuşmak.


Üste çıkmak: Suçlu olduğu halde davacı yerine geçmek.


Üste vermek: Hakkından fazla para ödemek.


Üstesinden gelmek: Üzerine aldığı bir işi başarmak, o işi yapmak.


Üstü başı dökülmek: Üstündeki giysilerin çok eski olması, artık kullanılamaz durumda olması.


Üstü kapalı konuşmak: Bir şeyi dolaylı olarak anlatmak. İfadelerde kesinlik ve netliğin olmaması.


Üstünde durmak: Bir şeye gereğinden fazla önem vermek, onunla ilgilenmek.


Üstünden atmak: Bir şeyi kabul etmemek başkasının yapması için bir tarafa çekilmek.


Üstünden dökülmek: Bol ve biçimsiz giysi, birinin üstüne pek yakışmamış olan giysi.


Üstünden geçmek: Aradan bir süre geçmiş olmak.


Üstüne almak: Alınmak. Söylenen ve yapılanın kendisini ilgilendirdiğine karar verip kaygılanmak.


Üstüne atmak: Bir olumsuzluğu başkasının üstüne yıkmaya çalışmak.


Üstüne basmak: Tam isabet anlamında.


Üstüne bir bardak soğuk su içmek: Bir işten umudunu kesmek, o işin olacağına aklı ermemek. Alacaklı bulunduğu bir şeyi elde etmekten umut kesmek.


Üstüne düşmek: Bir şeyin olması için gereğinden fazla o şeyle ilgilenmek.


Üstüne fenalık gelmek: Bunalmak, çok fazla sıkılmak.


Üstüne geçirmek: Bir şeyin veya kişinin kaydını üzerine almak, onu kendi adına kaydetmek.


Üstüne gelmek: Bir söz ya da işin olduğu esnada orada belirmek.


Üstüne gül koklamamak: Sevdiği birinden başka kimseyi asla sevmemek, sadece onunla ilgilenmek.


Üstüne üstüne gitmek: Bir kişiye artarak baskı uygulamak veya tehlikeli bir durum olsa dahi bir şeyi yapmaktan vazgeçmemek, ısrar etmek.


Üstüne titremek: Bir şeye veya kişiye bir olumsuzluk gelmesin diye çok dikkatli olmak.


Üstüne toz kondurmamak: Birinin, bir şeyin kusurunu asla kabul etmemek. Onu kusursuz görmek.


Üstüne tuz biber ekmek: Bir felaketin acısını daha da arttıracak davranışta bulunmak.


Üstüne yatmak: Hakkı olmadığı halde başkasının malını kendine mal etmek.


Üstüne yürümek: Birini yıldırmak amacıyla ona saldırmak veya öyle görünmek.


Üvey evlât gibi tutmak: Haksızlık yapmak, küçümsemek, horlamak.


Üzüm üzüm üzülmek: Gereğinden çok fazla üzülmek.


DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z