N harfi ile başlayan deyimler

DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z


Nabza göre şerbet vermek: Hoşa gidecek, gurur okşayacak tarzda davranışta bulunmak.


Nabzını yoklamak: Niyetini, eğilimini anlamaya çalışmak.


Nafile yere: Boş yere, boşu boşuna.


Nal deyip mıh dememek: Bir düşüncede direnmek.


Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Hemen hemen bütün işlerde kendi çıkarını düşünerek hareket etmek.


Nalları dikmek: Ölmek.


Nam almak: İsmi her tarafta duyulmak, herkes tarafından tanınmak, ünlenmek.


Namus belâsı: Kişinin namusunu koruması için katlandığı zor durumlar, kabullendiği zorluklar.


Nane molla: Güçsüz, dirençsiz kişi.


Nanik yapmak: Birini kızdırmak için nanik işareti yapmak.


Nara atmak: Bağırmak.


Nasır bağlamak: Duyarlılığını yitirmek.


Nato kafa nato mermer: Söz dinlemez, anlamaz, kalın kafalı kimse.


Naza çekmek: Birinin kendini ağırdan alması, bir şeyi yerine getirmek için isteksiz davranması.


Nazarı dikkatini çekmek: İlgisini, dikkatini çekmek.


Nazarı itibara almak: Birine önem ve değer vermek.


Nazı geçmek: Birine istediklerini yaptıracak derecede hatırı sayılır bir kişi olmak.


Nazını çekmek: Birini kırmamak için elinden geleni yapmak.


Ne akar ne kokar: Hiç kimseye faydası ve zararı dokunmayan kimse, çekingen, pısırık.


Ne çıkar: Hiçbir sonuç çıkmaz.


Ne fayda: Artık faydası olmaz, neye yarar.


Ne güne duruyor: "Bunu şimdi yapmazsa ne zaman yapacak?" anlamında kullanılır.


Ne günlere kaldık: Çok zor ve kötü günler geçiriyoruz. Zaman çok değişti. Eski halimizden eser kalmadı, anlamında.


Ne hâli varsa görsün: Beni dinlemiyor, ne yapsa da beni ilgilendirmez.


Ne idiği belirsiz: Soyu, sopu belli değil. Nereden geldiği bilinmiyor.


Ne mal olduğunu anlamak: Gerçek kimliğinin ortaya çıkması.


Ne od var ne ocak: Çok büyük bir yoksulluğu, geçim sıkıntısını anlatmak için kullanılır.


Ne oldum delisi olmak: Beklemediği bir şeye kavuştuğu için değişmek, şımarmak, kendini kaybetmek.


Ne olur ne olmaz: Her ihtimali göz önünde bulundurmak gerekir.


Ne pahasına olursa olsun: Her türlü sıkıntı ve tehlikeyi hesaba katarak.


Ne şiş yansın ne kebap: İki taraf da korunsun. Orta bir yol bulunsun anlamında.


Ne tadı var ne tuzu: Kişinin hoşuna gidecek, kişiye zevk verecek bir şey değil.


Ne yardan geçer ne serden: Fedakârlık gerektiren bir şeyde hem fedakârlık yapmak istememek hem de istediğinden vazgeçmemek.


Ne yer ne yedirir: Kendisi faydalanmadığı gibi o şeyden kimsenin de faydalanmasını istememek.


Nefes aldırmamak: Soluk aldırmamak.


Nefes kesmek: Şaşırtıcı, heyecan verici. 


Nefes nefese gelmek: Koşarak, yorulmuş, heyecanlı bir şekilde gelmek.


Nefes tüketmek: Bir şeyi anlatmaktan çok fazla yorulmak.


Nefesi kesilmek: Çok çalışmaktan bunalmak. 


Nefsine yedirememek: Bir şey yapmayı kendisi için ağır bulmak, kendine yakıştıramamak.


Nefsini körletmek: Bedeni isteklerinden herhangi birini üstünkörü gidermek. Bir şey isteyemez duruma getirmek.


Nefsini yenmek: İsteklerini denetim altına almak.


Nerede akşam orada sabah: Bir kimsenin gece kalacak belli bir yeri olmadığını, rastgele bir yerde kaldığını anlatmak için kullanılır.


Nereden nereye: Oldukça şaşılacak bir durum, olacak gibi değil.


Neşter vurmak: Bir sorunu çözmek amacıyla ele almak.


Nev-i şahsına münhasır: Eşi benzeri bulunmayan.


Nevri dönmek: Bir olay ya da durum karşısında aşırı sinirlenmek.


Neye uğradığını bilememek: Beklenmedik bir durum ile karşılaştığı için donup kalmak, bir şey yapamamak.


Nimeti ayağıyla tepmek: Çok yakınına gelmiş fırsatların değerini bilmemek.


Niyet etmek: Bir şey yapmayı düşünmek, onu zihinde tasarlamak.


Niyeti bozuk: Birine bir kötülük yapmaya karar veren.


Nokta koymak: Sonuçlandırmak.


Noktası noktasına: Her şeyiyle aynı, hiçbir farklılık yok anlamında.


Not düşmek: Bir şeyle ilgili birkaç satırlık bir yazı bırakmak. 


Notunu vermek: Kıymetini tespit etmek. Bir kişinin ne olduğunu ortaya koymak.


Nuh der, peygamber demez: Sözünde direnmek, inat etmek.


Nuh Nebi'den kalma: Çok eski, modası geçmiş şey.


Numara yapmak: Yalancı tavırlarla olmamışı olmuş göstererek birini aldatmaya çalışmak.


Nur topu: Sağlıklı, güzel ve temiz çocuk için kullanılır.


Nutku tutulmak: Korku, üzüntü ve heyecandan konuşamaz olmak.


Nutuk çekmek: Çok uzun, çok sıkıcı konuşma yapmak. 


DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z