P harfi ile başlayan deyimler

DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z


Pabucu dama atılmak: Kendisinden daha çok sevilen birinin ortaya çıkmasıyla değer ve itibar kaybetmek, eski ilgiyi görmemek.


Pabucunu ters giydirmek: Birlerini zor bir duruma düşürerek onu telaşlandırmak.


Pabuç bırakmamak: Kararlaştırdığı bir şeyi başkasının tehdit ve şantajına aldırmadan devam ettirmek. Korkmamak, yılmamak.


Pabuç pahalı: Yapılması düşünülen işin tehlikeli bir iş olduğunu anlatmak için kullanılır.


Paçaları sıvamak: Bir işi yapmaya koyulmak, bu yolda hazırlıklar yapmak.


Paçası düşük: Giyim kuşamına çok da dikkat etmeyen kimse.


Paçayı kaptırmak: Yakalanmak, ele geçmek, bir şeyden vazgeçmek istediği halde kendini bir türlü kurtaramamak.


Paçayı kurtarmak: Bir işten veya durumdan yakasını sıyırıp kurtarmak.


Paçavrasını çıkarmak: Birini çok fazla hırpalamak, onun sağlam bir yerini bırakmamak.


Paha biçilmez: Çok kıymetli, değeri para ile ölçülemeyen.


Pahalıya mal olmak: Bir şeyin çok fazla emek, fedakârlık gerektirmesi.


Palas pandıras: Çok acele bir şekilde, hazırlanmaya fırsat bulmadan.


Palavra atmak: Bir şeyi çok fazla abartarak söylemek, bir şekilde yalan söylemek.


Pamuk ipliği ile bağlamak: Bir şeye geçici bir çözüm bulmak. Kökü olmayan etkisi az olan.


Paniğe kapılmak: Gereğinden fazla telaşlanmak.


Papara yemek: Paylanmak, çok fazla azar işitmek.


Para babası: Parası çok olan çok zengin, varlıklı kimse.


Para canlısı: Parayı aşırı derecede seven kimse.



Para dökmek: Bir şey uğruna çok fazla para sarf etmek.


Para etmemek: Gerçek fiyatına satılamamak.


Para gözlü: Paraya aşırı düşkün olan kimse.



Para kesmek: Çok fazla para kazanmak.


Para sızdırmak: Birini kandırarak veya zorla ondan para almak.


Para tutmak: Parasını gereksiz harcamayıp biriktirmek.


Para vurmak: Yasa dışı yollarla para sahibi olmak, zengin olmak.


Para yedirmek: İşi için hak etmediği halde birine para vermek. Bir nevi rüşvet vermek.


Para yemek: Çok fazla para harcamak. Rüşvet yemek.


Parasını sokağa atmak: Kâr getirmeyen bir işe, bir şeye para yatırmak.


Paraya çevirmek: Elindeki mal, metayı verip yerine para almak.


Paraya kıymak: Gereken yer ve zamanda para harcamaktan kaçınmamak.


Paraya para dememek: Bol bol para harcamak.


Parazit yapmak: Konuşmayı alakasız sözlerle kesmek.


Parmağı ağzında kalmak: Hayrete düşmek, şaşırmak.


Parmağına dolamak: Her yer ve fırsatta bir konuyu ele alıp onunla uğraşmak.


Parmağında oynatmak: Birine bütün istediklerini yaptırmak, onu kullanmak.


Parmağını bile oynatmamak: Bir şeye kayıtsız kalmak, tepki göstermemek.


Parmak basmak: Bir yere ısrarla dikkatleri çekmeye çalışmak.


 Parmak hesabı: Hece ölçüsü.


Parmak ısırmak: Meydana gelen bir durum karşısında hayrete düşmek, büyük şaşkınlık yaşamak.


Parmak kadar: Çok küçük olan.


Parmakla gösterilmek: Seçkin, çok az bulunmak.


Parmakla sayılmak: Çok az olmak.



Parmaklarını yemek: Bir yemeğin çok lezzetli olduğunu belirtmek için kullanılır.


Parsayı başkası toplamak: Emek verenin farklı, emeğin karşılığı alanın farklı biri olması.


Pas geçmek: Bir şeyin üzerinde fazla durmamak, vazgeçmek.


Pas vermek: Birine yüz vermek.


Pasaportunu vermek: Birini işten kovmak.


Pastırma yazı: Sonbaharın başındaki o sıcak günler.


Pat diye: Ansızın, bir anda.


Patırtı çıkarmak: Kavga çıkarmak, kargaşaya neden olmak. 


Patlak vermek: Hoş olmayan benimsenmeyen bir durumun ortaya aniden çıkması.


Paye vermek: Birini adam yerine koyup ona değer vermek.


Payını almak: Bir nedenden dolayı azarlanmak.


Payidar olmak: Yaşamak, yok olmamak, devam ettirmek.


Perde arkası: Bir şeyin görünürde olmayan yüzü.


Perdesi yırtık: Utanmaz, ar bilmez kimse.


Pergelleri açmak: Oldukça uzun adımlarla yürümeye başlamak.


Pervane olmak: Birinin yanından hiç ayrılmamak.


Pes etmek: Yenilgiyi kabullenmek.


Pestili çıkmak: Çok yorulmak.


Peşine takılmak: Ardından gitmek.


Peşini bırakmamak: Bir şeyden hiçbir koşulda vazgeçmemek.


Peşkeş çekmek: Bir kimseye hoş görünmek için ona kendi malını hediye olarak vermek.


Peyda olmak: Ortaya çıkarmak, oluşmak.


Pılıyı pırtıyı toplamak: Bütün eşyaları toplayarak bir yere gitmek için hazırlık yapmak.


Pire için yorgan yakmak: Kendisine yapılan ufak bir kötülüğün öcünü almak için karşısındakini üzmek veya utandırmak için çok büyük bir zararı göze almak.


Pireyi deve yapmak: Çok küçük bir şeyi çok fazla büyütmek, abartmak.


Pis pis düşünmek: Üzgün, karamsar, umutsuz bir düşünceye dalmak.


Pis pis gülmek: Birinin düştüğü kötü bir duruma pişkin pişkin gülmek.


Pisi pisine: Boş yere, boşuna.


Pişkinliğe vurmak: Menfaati için kötü davranışlara veya sözlere aldırmamak.


Pişmiş aşa su katmak: Bitirmek üzere olan bir işi bozacak tavır sergilemek.


Pişmiş kelle gibi sırıtmak: Aptalca, gereksiz gülmek.


Posasını çıkarmak: Bir kişiyi çok fazla sömürmek veya birini çokça dövmek.



Post elden gitmek: Birinin yüksek makamından ayrılmak zorunda kalması.


Post kavgası: Bir yeri, makamı ele geçirme çekişmesi.


Posta koymak: Birilerini tehdit etmek, korkutmak.


Postu kurtarmak: Ölüm tehlikesi atlatmak.


Postu sermek: Kısa süreliğine gittiği bir yerde saygısız bir şekilde uzun süre kalmak.


Pot kırmak: Farkında olmayarak karşısındakine dokunacak, çevresindekileri incitecek sözler sarf etmek. 


Pösteki saymak: İçinden çıkılması oldukça zor bir işle uğraşmak.


Prangaya vurmak: Zincire vurmak.


Punduna getirmek: Bir şeyi yapmak için fırsat kollamak, uygun zamanı beklemek.


Pupa yelken: Hiçbir şeye bağlı olmadan.


Pusu kurmak: Birine saldırmak için bir yerde gizlenmek.


Pusulayı şaşırmak: Ne yapacağını bilemez bir duruma düşmek.


Pusuya düşmek: Tuzağa yakalanmak.


Put gibi durmak: Hiç kımıldamadan.


Put kesilmek: Oldukça sessiz, hareketsiz olmak, kımıldamamak.


Püf noktası: Bir işin en ince ve en önemli noktası.


Püsküllü bela: Büyük sıkıntıya sebep olan kişi.


Püsküllü yalan: Büyük, abartılı yalan.


DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

 A  -  B  -   C  -  Ç  -  D  -  E  -   -    -  H   -  I   -  i  -  k -  l  m  -   -  o  - ö  -   -   r  -  s  -  ş  -  t  -  u  -  ü  -   v  -   y  -   z