İ İLE BAŞLAYAN ATASÖZLERİ

C - Ç D - İ K - M - N - O - Ö - R - S - Ş -  - Ü 


İçi beni yakar, dışı eli (seni) yakar: Dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şeyin veya durumun gerçekte kötü yönleri olabilir.


İki arslan bir posta sığmaz: Bir ülkede iki baş egemen olamaz.


İki at bir kazığa bağlanmaz: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.


İki baş bir kazanda kaynamaz: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.


İki cambaz bir ipte oynamaz: Kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz.


İki deliye bir uslu koymuşlar: Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir.


İki dinle bir söyle: Çok konuşmak doğru değildir.


İki el bir baş içindir: Ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir.


İki emini bir yemin aralar: Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa artık güven bozulmuş demektir, ayrılmaları gerekir.


İki gönül bir olunca samanlık seyran olur: Birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.


İki kaptan bir gemiyi batırır: Bir işi iki kişi yürütemez.


İki ölç, bir biç: Bir iş yaparken ayrıntıları ve sonuçları iyice düşünülmelidir.


İki testi tokuşunca biri elbet kırılır: Kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.


İlk vuran okçudur: Amaca başkalarından önce ulaşan, işinin ehlidir ve kazançlı çıkar.


İnsan (adam) kıymetini insan (adam) bilir: Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.


İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar: Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.


İnsan beşer, kuldur şaşar: Kişinin zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir.


İnsan çeşit çeşit, yer damar damar: Toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi insanlar da birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler.


İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde: İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.


İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur: Kişinin çocukluğundaki huyları, özellikleri yaşlılığında da değişmez.


İnsan yükü (eti) ağırdır: 1. Hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır. 2. Yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.


İnsanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır: Hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.


İnsanın adı çıkacağına canı çıksın: İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.


İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var: İnsan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.


İp inceldiği yerden kopar: Bir durum, en çürük yerinden patlak verir.


İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar: Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.


İstediğini söyleyen istemediğini işitir: Bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.


İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara: Birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır.


İş amana binince kavga uzamaz: Kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer.


İş bilenin kılıç kuşanın: Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.


İş insanın aynasıdır: Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.


İşine hor bakan boynuna torba takar: İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.


İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına: Başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin.


İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar): Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.


İt ürür, kervan yürür: Gerçekleşmesi doğal olan işler engellenemez. (ürümek: Havlamak)


İti an, taşı eline al (çomağı hazırla): Saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır.


İtin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa(-ydı) gökten kemik yağar(-dı): Aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.


İtle yatan bitle kalkar: Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.


İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder: Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.


İyi gitmeyince kişinin işi, muhallebi yerken kırılır dişi: İnsanın işi bir kez ters gitmeye görsün, en sıradan işlerinde bile tersliklerle karşılaşır.


İyi insan sözünün üstüne gelir: Yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir.


İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelir: Allah kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir.


İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı: İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.


İyilik eden iyilik bulur: İyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkaları da iyilikte bulunurlar.


İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Karşılık beklemeden iyilik yap. İyilikte bulunduğun anlamasa da Allah bilir.


C - Ç D - İ K - M - N - O - Ö - R - S - Ş -  - Ü