Yabancı Dillere Türkçeden Geçen Kelimeler

Başlığı okuduğunuzda eminim şaşırdınız. Alışılageldiği üzere bizim işimiz Türkçeyi yabancı kelimelerin işgalinden kurtarmak, milli bir bilinç oluşturmak. İşte bu sebeple başlığı yadırgayacağınızı düşündüm - yanılmış da olabilirim- çünkü bu sefer işgalci konumunda olan biziz.

Sonuçta Türk milleti kökleri çok güçlü ve eskilere dayanan bir millet. Büyük devletler kurmuş, fetihler yapmış, gittiği her yere de doğal olarak dilini, kültürünü de götürmüş bir millet. Bu durumu somut verilerle karşımızda görmek bizi tabi ki mutlu ediyor.

Çince 307              Arslan, hanım, bekâr, makam, bayram, han, ulus, ana, üzüm, ambar…
Farsça 3000 Baykuş, sepet, toprak, makas, zurna, tapu, abla, çelebi, amaç…
Urduca 227           Yelek, şalgam, efendi, han, hanım, ağa…
Arapça 2000 Bekar, abla, zurna, tencere, tapu, fırça, çelebi, ağa, başlık…
Rusça 2500 Bayram, şerbet, semaver, zurna, ambar, zeytin, çorap, dükkan…
Ermenice 4262 Arzu, limon, kira, eğer, çerçeve, âlem, antika, para, af, âdet…
Macarca 2000 Armut, iz, selam, makas, anne, işaret, belge…
Fince 118               Ütü, eğri, başlık, başmak (kadın ayakkabısı)…
Rumence 3000 Han, çeşme, hançer, mahalle, lokum, hanım, para, ulema…
Bulgarca 3500 Artık, şalgam, kahraman, makam, şarkı, anahtar, ücret…
Sırpça 9000 Arsız, şenlik, lokum, sermaye, tebrik, ekmek, valide, toptan…
Çekçe 248             Bekâr, limon, emin, ağa,  yeniçeri, şerbet, boğa, dolama…
İtalyanca 146         Çelebi, lokum, efendi, ulemâ, kara, serasker, limon, şerbet, ağa…
Arnavutça 3000 Yorgan, şarkı, şen, teneke, aferin, sepet, toptan, abla, âlem…
Yunanca 3000        Bayır, armut, ekmek, delikanlı, kahvaltı, ulemâ, üzüm, valide…
İngilizce 470         Yoğurt, çek, başlık, sepet, efendi, serdar, şerbet…
Almanca 166          Namaz, şerbet, fakir, fetva, başı bozuk, efendi, serasker, başlık…

Yukarıdaki veriler ışığında Türkçe hep alan değil veren de olmuş. Zengin bir dilimiz var değerini bilelim. Dil bilincimizi asla yitirmeyelim.

Kompozisyon Nasıl Yazılır?

Öğrencilerin Türkçe dersi sınavında en sevmediği bölüm kompozisyon. Genellikle "Bu yazılıda da kompozisyon olacak mı hocam? Ne olur olmasın!"

Aslında sınavda en kolay bölümdür kompozisyon rahatça at koşturacağınız, duygu ve düşüncelerinizi ifade edebileceğiniz en hür alandır. 

Neyse ben nasıl kompozisyon nasıl yazılır onun üzerinde durayım merhem olamayacağım derdi katlamayayım...

1. Kompozisyon yazarken başta dikkat edilmesi gereken husus kâğıt düzenidir.

  • Kâğıt soldan ve üstten 1,5 cm sağdan ve alttan 0,5 cm boşluk bırakılarak kullanılabilir. Yazılı kağıdında arka bölümün yarsı verilmişse sağ, sol ve alt boşluklara dikkat edilebilir.
  • Kâğıt üzerine yazılan satırlar düz olmalıdır. Bunu altına düz yazmanızı sağlayacak bir defter koyarak yapabilirsiniz.
  • Kâğıtta giriş, gelişme ve sonuç (olay yazısı ise serim, düğüm ve çözüm) olmak üzere en az üç paragraf yapılmalıdır.
2. Kompozisyon, yazan kişinin en güzel yazısı ile yazılmalı, düzgün ve okunaklı olmalıdır.

3. Kompozisyona koyulacak başlık konu ile aynı olamaz.

4. Başlık, konu doğrultusunda yazılan kompozisyon bittikten sonra metne uygun şekilde seçilir.

5. Giriş bölümünde, gelişmede açılımı yapılabilecek geniş anlamlı cümleler kurulur.

6. Gelişme bölümünde, tekrara düşmeden girişte söylenen sözlerin açılımı yapılır. Örnekler verilir. Vecizeler (özlü sözler), atasözleri, yaşanmış olaylar kullanılarak konu okuyucuya kavratılmaya çalışılır.

7. Sonuç bölümünde, giriş ve gelişmede söylenen sözler bir sonuca bağlanır.

8. Sonuç, metnin yazılma gayesini ortaya koyacak şekilde oluşturulmalı; giriş, gelişme ve sonuç bir bütünlük içerinde bulunmalıdır.

9. Kompozisyon yazarken:
    a. Konuya farklı açılardan bakabilme
    b. Kelime tekrarına düşmeme, uzun cümlelerde boğulmama
    c. İmla ve noktalamaya dikkat etme
    d. Konuyu farklı şekillerde anlatabilme
    e. Kelime hazinesi zenginliği, gibi maddelerin de yazana puan kazandıracak unsurlar olduğu unutulmamalıdır.    

Bu dokuz maddeye dikkat edecek olursanız hem göze hem de gönle hitap edebilecek kompozisyonlar yazabilirsiniz.

Söz Sanatları

1. Benzetme (Teşbih)
Anlatımı güçlendirmek amacıyla aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılmasıdır.

Benzetmenin dört ögesi vardır:

Benzeyen: Özellikçe zayıf olan
Kendisine Benzetilen: Özellikçe güçlü olan
Benzetme Yönü: Aktarılan özellik
Benzetme Edatı: gibi, kadar, sanki, güya, misal…

Bunlardan ilk ikisi benzetmenin asıl ögeleridir. Benzetme yönü ve benzetme edatı yardımcı ögelerdir. Yardımcı ögeler kullanılmadan da benzetme yapılabilir.

*İnci gibi parlak dişler

Benzeyen: Diş
Kendisine Benzetilen: İnci
Benzetme Yönü: Parlak
Benzetme Edatı: gibi

2. Abartma (Mübalağa)
Bir durumu, bir olayı gerçekte olduğundan daha üstün ya da daha aşağı anlatmaktır. Çok işimiz olduğunu anlatırken “Dünya kadar işim var.” diyerek bu durumu abartılı olarak anlatırız.

Zalim yarin elinden
Gözyaşım sele döndü.

Derdimi döksem ben Karadeniz’e
Kırım sahillerini sel tufan alır.

3. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki varlıklara insana ait özelliklerin (gülme, ağlama, üzülme  gibi) verilmesine kişileştirme denir.
               
Bir yağmur başlar ya inceden ince
Bak o zaman topraktaki sevince

Yukarıdaki dizelerde “sevinmek”, insana ait bir özelliktir ve toprağa verilmiştir.

Aynalar bakmayın yüzüme dik dik
İşte yakalandık, kelepçelendik.


4. Konuşturma (İntak)
İnsan dışındaki varlıkların konuşturulmasıdır. Her konuşturma aynı zamanda bir kişileştirmedir.

Kulağının dibinde haykırdı fırtına:
“Isınmak istiyorsan toprağı çek sırtına.”

Yukarıdaki dizelerde fırtına konuşturularak intak sanatı yapılmıştır.

Arı sordu: “Şen kelebek!
Neden böyle süslenerek
Çiçeklere seslenerek,
Uçuyorsun benek benek?”

Edebi Türler (Düşünce Yazıları)

DENEME
Yazarın herhangi bir konudaki duygu ve düşüncelerini kanıtlamaya çalışmadan anlattığı yazı türüdür.
*Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi bir hava sezdirir.
*Samimi bir dil kullanılır.
*Yazar, öne sürdüğü görüşleri ispatlamak zorunda değildir.
*Yazarın kesin bir sonuca varma zorunluluğu yoktur.
*Yazar anlatımda ve konu seçiminde özgürdür.

MAKALE
Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak, desteklemek için yazılan bilimsel yazılara makale denir.
*Anlatım nesnel bir nitelik taşır.
*Öne sürülen düşünce kanıtlanır.
*Söz oyunlarına başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur.
*Gazete ve dergilerde yayımlanır.

FIKRA
Yazarın, güncel olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.
*Gazete köşe yazılarıdır.
*Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
*Dil doğaldır. Günlük deyimlere, nükteli sözlere yer verilir.
*Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir.

ELEŞTİRİ
Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünden açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp belirten yazı türüdür.
*Eleştiri objektif olmalıdır.
*Eleştiride amaç okura ve yazara yol göstermektir.

SOHBET (SÖYLEŞİ)
Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir.
*Herkesi ilgilendiren konular seçilir.
*Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir.
*Yazar, sorulu-cevaplı cümlelerle konuşuyormuş hissi verir.
çtenlik, samimilik, doğallık sohbetin özelliklerindendir


Edebi Türler (Olay Yazıları)

ROMAN
İnsanların yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri olayları, yere, zamana ve şahsa bağlı olarak anlatan uzun eserlere roman denir.
*Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
*Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
*Şahıs kadrosu geniştir.

HİKÂYE 
Olmuş ya da olması mümkün olan,  kısa olay yazılarıdır.
*Tek bir olay vardır.
*Şahıs kadrosu romana göre dardır.
*Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır. 
*Olay, yer, zaman, kişi kadrosundan oluşan tabloya “hikâye haritası” denir.

MASAL
Olağanüstü olayların anlatıldığı sözlü bir edebiyat ürünüdür.
*Olaylar hayal ürünüdür.
*Yer ve zaman belli değildir.
*Kahramanlar insanüstü nitelikler gösterir. 
*Tekerlemeyle başlar. 
*İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür.
*iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
*Eğiticilik esastır. Evrensel konular işlenir.
*Olaylar miş’li geçmiş zaman kullanılarak anlatılır.

GÜNLÜK (GÜNCE)
 Yaşanan olayların, izlenimlerin, tarih atılarak, günü gününe yazılması ile oluşan türe günlük denir.
*Kısa yazılardır.
*Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
*Yazarın hayatından izler taşır.

HATIRA (ANI)
Bir yazarın kendisini yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır.
*Geçmişteki olay üzerine yazılır.
*Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır.
*Anılar, yaşandığı dönem hakkında bilgi verir.

TİYATRO
Hayattaki olayları konu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir.
*Roman ve hikâye soyut olduğu halde, tiyatro somuttur.
*Tiyatro eserleri, konularına göre dram, trajedi ve komedi gibi türlere ayrılır.


Zarf-fiiller (Ulaç, Bağ-fiil)

Fillere eklenen "-asiye, -,-casına -dığında, ip, -ince, -eli, -ken, -a/ -a…-a,- madan, erek, -dikçe, maksızın, -r..mez" (13 tane)  ekleri ile türetilir.

Cümleye durum ya da zaman anlamı kazandırırlar.

*Ölesiye çalışan bu insanlara bakmadan geçme. (durum)

*Onları gördükçe hayatın zorluğunu anlayacaksın. (durum)

*Gökten inerken yağmur damlaları yer selamlıyordu onları. (zaman)

Cümlede anlamından hareketle bulmak en güzelidir. Bununla birlikte eklerini ezberlemek isteyenler için saçma da olsa aşağıda bir cümle kurdum⇩⇩



Sıfat-fiiller (Ortaç)

Fiillere eklenen -an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş ekleri ile yapılır.

Ormanları korumaya çalışan gönüllüler çalışıyor.

Görecek günlerimiz varmış.

Adlaşmış sıfat fiil: sıfat-fiilin  nitelediği isim düşer isme gelen çekim eki sıfat-fiile eklenir.

Koşan çocuklar = koşanlar

Gören kişiler = görenler

Soran öğrenciler = soranlar


*Kalıplaşarak kalıcı ad olabilirler: dolmuş, gelecek, geçmiş, yakacak, içecek  vs.


Önemli: -mez, -ar, -ecek, -miş, -dik ekleri yüklemde ise (genellikle) zaman ekidir.

Yarın Söke’ye gelecek. (yüklemde)  /  Gelecek hafta sınalar başlıyor. (yüklemde değil)



Önemli: Sıfat fiiller ek-fiil alarak yüklem olabilirler. (Ek-fiil için kullanılan eklerin akılda kalıcı olması için şifre: DIMIŞSADIR 😉)

Başaranlar çalışanlardır.

Ahmet, onu son görendi.

İsim-fiiller

İsim-fiiller (mastar, ad-eylem) fiillere -ma, - ış, -mak ekleri getirilerek yapılır.


  • Olumsuzluk ekiyle karıştırılmamalı. => Sus, konuşma / yaptığı konuşma güzeldi.


  • Sıfat görevinde kullanılan isim fiil olabilir => Süzme yoğurt, yapma çiçek, asma köprü


  • Kalıplaşarak kalıcı ad olabilirler= Dolma, yağış, görüş, deneme, giriş  vs.


Önemli: İsim fiiller ek fiil alarak yüklem olabilirler. (Ek-fiil için kullanılan eklerin akılda kalıcı olması için şifre: DIMIŞSADIR 😉)

       Çabuk anlamanın yolu çok okumaktır.

       Tek isteği yarışı kazanmaktı.

       Amacın kazanmaksa çok çalışmalısın.

BİTİŞİK YAZILAN KELİMELER

Kural-1

Belirsizlik sıfat ve zamirleri gelenekleşmiş olarak biti­şik yazılır.

Birtakım
"Birtakım" kelimesi belgisiz sıfat olarak kullanıldığında yani "bazı" anlamında kullanıldığında bitişik yazılır.

"Dün birtakım kişiler seni sordu." cümlesinde "bazı" anlamında "kişi" ismini belgisizlik (belirsizlik) yönüyle niteleyen sıfattır.

Birçok / Birçoğu
"Birçok" kelimesi her zaman bitişik yazılır.

Örnek: Birçok kişi sizi sordu.

Biraz/ Birazı
"Biraz" kelimesi her zaman bitişik yazılır.

Örnek: Biraz şaşkınlık, biraz da hayretle bizi karşılamıştı.

Hiçbir/ Hiçbiri
"Hiçbir" her zaman bitişik yazılır.

Örnek: Hiçbir zaman bana yapılanları unutmayacağım.


Kural-2

“Alt, üst, üzeri” kelimelerinin sona gelmesiyle yapılan birleşik isimler (somut olarak yer bildirmiyorsa) bitişik yazılır

Örnek: Akşamüstü, bilinçaltı, öğleüzeri, denizaltı gibi.

Kural-3

Birleşik sözcüğü oluşturan kelimelerden ikinci kelime veya her ikisi gerçek anlamının dışında kullanılıyorsa bitişik yazılır.

Örnek: Aslanağzı (çiçek), ipucu, yalıçapkını (kuş), delibaş (hastalık adı), karafatma (böcek adı), kargaburnu (alet adı) Büyükayı (takım yıldızı), balköpüğü (renk adı)

Kural-4

Oyun adları bitişik yazılır.

Örnek: Beştaş, dokuztaş, üçtaş vb.

Kural-5

"Ev, hane, name, zade, zede" kelimeleri ile oluşan birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek: Öğretmenevi, polisevi, aşevi; dershane, hastane, hapishane, yazıhane, kahvehane; beyanname, seyehatname; beyzade, amcazade (amca oğlu), halazade (hala oğlu); depremzede, afetzede,kazazede vs.

Kural-6

Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek: birbiri ( biri biri), kaynana (kayın ana), nasıl (ne asıl), niçin (ne için), pazartesi (pazar ertesi), sütlaç (sütlü aş)  kahvaltı (kahve altı) vb.

Kural-7

Yardımcı fiiller ile oluşan kelimeler ses düşmesine, ses değişmesine veya ses türemesine uğradıklarında bitişik yazılır.

Örnek: Emretmek (emir etmek), kaybolmak (kayıp olmak), affetmek (af etmek), hissetmek (his etmek), reddetmek (red etmek), zannetmek (zan etmek) vb.

Kural-8

İki fiilden oluşan isimler bitişik yazılır.

Örnek: Yapboz, çekyat, örtbas, yazboz...

Kural-9

İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek: Albastı, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, külbastı, mirasyedi, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı vb

Kural-10

Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazı­lır.

Örnek: Dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerdö­ver, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardö­ner vb.

Kural-11

İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve lakaplar bitişik yazılır.

Örnek: Alper, Birol, Gülnihal, Gülseren, Şenol, Varol; Abasıyanık, Adıvar, Atatürk, Gökalp, Güntekin, İnönü, Karaosmanoğlu, Tanpınar, Yurdakul; Boynueğri Mehmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, 

Kural-12

İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik yazılır.

Örnek: Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar, Gölmarmara; Beşiktaş, Kabataş vb.

Kural-13

Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, unvan kelimesi sonda ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.

Örnek: Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Gazi Osmanpaşa (mahalle); Ertuğrulgazi (ilçe), Kemalpaşa (ilçe); Mustafabey (cadde), Necatibey (cadde) vb.


Kural-14

Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır.

Örnek: Güneybatı, güney­doğu, kuzeybatı, kuzeydoğu

Kural-15

"Baş" sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları bitişik yazılır.

Örnek: Başbakan, başçavuş, başeser, başfiyat, başhekim, başhemşire, başkahraman, başkent, başkomutan, başköşe, başöğretmen, baş­parmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başyazar vb.

Kural-16

Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları bitişik yazılır.

Örnek: Aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, ele­başı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı vb.

Kural-17

Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır.

Örnek: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi vb.

Kural-18

Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır.

Örnek: Akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık, beyazsinek, bozayı; aksu, akbasma, mavihastalık, maviküf vb.


***

BAZI KELİMELERİN YAZIMI

1. Herhalde

"Herhalde" kelimesi tahmin anlamında kullanıldığında bitişik yazılır.

Örnek: Bu saatte herhalde varmıştır.

2. Herhangi bir

"Herhangi" bitişik "bir" ayrı yazılır.

Örnek: Herhangi bir gün döneceğim işte çıktığım yolculuktan...