Söz Sanatları

1. Benzetme (Teşbih)
Anlatımı güçlendirmek amacıyla aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılmasıdır.

Benzetmenin dört ögesi vardır:

Benzeyen: Özellikçe zayıf olan
Kendisine Benzetilen: Özellikçe güçlü olan
Benzetme Yönü: Aktarılan özellik
Benzetme Edatı: gibi, kadar, sanki, güya, misal…

Bunlardan ilk ikisi benzetmenin asıl ögeleridir. Benzetme yönü ve benzetme edatı yardımcı ögelerdir. Yardımcı ögeler kullanılmadan da benzetme yapılabilir.

*İnci gibi parlak dişler

Benzeyen: Diş
Kendisine Benzetilen: İnci
Benzetme Yönü: Parlak
Benzetme Edatı: gibi

2. Abartma (Mübalağa)
Bir durumu, bir olayı gerçekte olduğundan daha üstün ya da daha aşağı anlatmaktır. Çok işimiz olduğunu anlatırken “Dünya kadar işim var.” diyerek bu durumu abartılı olarak anlatırız.

Zalim yarin elinden
Gözyaşım sele döndü.

Derdimi döksem ben Karadeniz’e
Kırım sahillerini sel tufan alır.

3. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki varlıklara insana ait özelliklerin (gülme, ağlama, üzülme  gibi) verilmesine kişileştirme denir.
               
Bir yağmur başlar ya inceden ince
Bak o zaman topraktaki sevince

Yukarıdaki dizelerde “sevinmek”, insana ait bir özelliktir ve toprağa verilmiştir.

Aynalar bakmayın yüzüme dik dik
İşte yakalandık, kelepçelendik.


4. Konuşturma (İntak)
İnsan dışındaki varlıkların konuşturulmasıdır. Her konuşturma aynı zamanda bir kişileştirmedir.

Kulağının dibinde haykırdı fırtına:
“Isınmak istiyorsan toprağı çek sırtına.”

Yukarıdaki dizelerde fırtına konuşturularak intak sanatı yapılmıştır.

Arı sordu: “Şen kelebek!
Neden böyle süslenerek
Çiçeklere seslenerek,
Uçuyorsun benek benek?”