VİRGÜL

<< Noktalama İşaretleri


1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.

Örnek: Soluduğu havadan, içtiği sudan, yediği yemekten uzaklaşmak istiyordu.

Örnek: Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller...


2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.

Örnek: Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)


3. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.

Örnek: Filiz, karşılaştığı soruların daha önce çözdüğü testlere göre daha kolay olduğunu fark edince Yağmur'a "Sen de çözebilirsin, çok kolay." dedi.


4. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur.

Örnek: Fenerbahçe ,tuttuğum takım, bu sene liderliği elinden hiç bırakmadı.

Örnek: Efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Atatürk)


5. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına ko­nur.

Örnek: Akşam, yine akşam, yine akşam,

             Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)


6. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur.

Örnek: 

Manisa’ya yarın gideceğim, dedi.

Kitabımı bitirince Simyacı' yı okuyacağım, dedi.


7. Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur.

 Örnek:   – Bu akşam Datça’ya gidiyor musunuz, diye sordu.


8. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.

Örnek: Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,

– Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)


9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak kabul, ret, teşvik, onay bil­diren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur.

Örnek: 

Peki, gideriz. 

Olur, ben de size katılırım. 

Hayhay, memnun oluruz. 

Haydi, geç kalıyoruz.


10. Anlam karışıklığını önlemek için kullanılır.

Örnek: 

Hasta, adama seslendi.

Yaşlı, ağaca yaslandı.

Küçük, cevizleri kırdı.


11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur.

Örnek: 

Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Atatürk)

Sayın Başkan,

Sevgili Anneciğim,

Değerli Arkadaşım,


12. Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır.

Örnek: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş)


13. Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra konur:

Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.


UYARI: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz:

Örnek: Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu.     (Halide Edip Adıvar)


Örnek: Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. (Yaşar Kemal)


Örnek: Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı)


14. Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden sonra konur.

Örnek: 

Bu, benim gibi yazarlar için hiç kolay olmaz.

O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı. (Tarık Buğra)


15. Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur.

Örnek: Falih Rıfkı ATAY, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.


*Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:

ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.


UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut, ya … ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz.

Örnek: 

Sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken yolaçıktı.

Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül! (Yahya Kemal Beyatlı)


UYARI: Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:

Örnek: 

Hem gider hem ağlar.

Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü)

Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır.

Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.

Ne kız verir ne dünürü küstürür.

Bu kurallar bugün de yarın da geçerli olacaktır.


UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz.

Örnek: 

İmlamız lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzele­cek çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!     (Yahya Kemal Beyatlı)


UYARI: Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kulla­nılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz.

Örnek: 

Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal)

Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)


UYARI: Şart ekinden sonra virgül konmaz.

Örnek: 

Yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. 

Gör gözlerinle de aklına yatarsa anlatıver millete.